2. BÖLGELERARASI TOPLANTI ADANA’DA BAŞLADI

2. BÖLGELERARASI TOPLANTI ADANA’DA BAÅžLADI


40. Dönem 2. Bölgelerarası Toplantı 24 Kasım PerÅŸembe Günü Adana’da baÅŸladı. Toplantıya TEB Merkez Heyeti, Denetleme ve Haysiyet Divanı Üyeleri baÅŸta olmak üzere, bölge eczacı odası baÅŸkan ve yöneticileri ile delegeleri, eczacı kooperatifleri temsilcileri, milletvekilleri, Adana SGK Ä°l Müdürü, siyasi parti temsilcileri, akademisyenler ve çok sayıda eczacı katıldı.

Saygı duruÅŸu ve Ä°stiklal Marşı’nın okunmasıyla baÅŸlayan toplantı, Adana’nın tanıtım filminin izlenmesiyle baÅŸladı.
Toplantının açılışında bir konuÅŸma yapan ev sahibi Adana Eczacı Odası BaÅŸkanı Ecz. Ersun Özkan, toplantının Adana’da yapılıyor olmasından duyduÄŸu mutluluÄŸu ifade etti. Karşılıklı sorunların ortaklaÅŸtırıldığı ve dayanışma ruhunun üst seviyelere çıkarıldığı toplantıların en önemlisinin bölgelerarası toplantılar olduÄŸunu vurgulayan Özkan özetle ÅŸöyle devam etti;

‘Güne ne yazık ki bombalarla baÅŸladık. Bu hain terör saldırısında hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil ÅŸifa diliyorum. Bizler böyle bir yaÅŸamı hak etmiyoruz, umuyoruz ki terör en kısa zamanda çözülür, temennimiz bu yönde. Bugün sorunlarımızı konuÅŸup çözüm ararken, Suriye, Irak gibi hemen yanı başımızda süren savaşın, 15 Temmuz darbe giriÅŸiminin ve demokrasi, hukuk alanında yaÅŸanan sorunların da konuÅŸulması gerektiÄŸini düÅŸünüyorum.

Terör ne yazık ki insanlarımızın canını almaya devam ediyor. Hemen yanı başımızda yaÅŸanan savaÅŸ ortaya insanlık dramı çıkarıyor. Darbe giriÅŸimi ile demokrasi ve özgürlüklere verilen zarar, yıllarca sürecek gibi görünüyor. Bu nedenle, terör olaylarının bir an önce çözümlenmesini diliyorum. Tarih bir kez daha gösterdi ki, Yurtta Sulh Cihanda Sulh sözünden hareketle, barış, hukuk, adalet, demokrasi gibi deÄŸerlere sahip çıkılmalıdır. Adana bu deÄŸerlere sahip çıkan ve öne çıkaran aydınları ile anılan bir il olmuÅŸtur. Sanatın birleÅŸtirici gücüne tanıklık eden bir ildir Adana. Bugün önemli bir toplantı için buradayız. MesleÄŸimizi geleceÄŸe en iyi nasıl taşırızı konuÅŸacağız. Eczacının ülke ve dünya sorunlarına çözüm arayan, tartışan ve uyaran görevi de olmalıdır. Aydın kimliÄŸimiz ile bunu yapmalıyız.

Öte yandan 15 Temmuz sonrasında Ä°stanbul Eczacı Odası adına açılan davayı düÅŸünce özgürlüÄŸünün kısıtlanması açısından yanlış bulduÄŸumuzu belirtmek istiyorum. Son olarak, ilimizin yetiÅŸtirdiÄŸi en büyük sanatçılardan biri olan YaÅŸar Kemal’in de dediÄŸi gibi, o güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler. Ancak o iyi insanların tekrar geri gelmesini diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.’

Daha sonra kürsüye çıkarak toplantının açış konuÅŸmasını yapan TEB BaÅŸkanı Ecz. ErdoÄŸan Çolak, 6 yıl aradan sonra yine bir bölgelerarası toplantıya Adana’nın ev sahipliÄŸi yapıyor olmasından duyduÄŸu memnuniyeti anlatarak baÅŸladığı konuÅŸmasında özetle ÅŸunları söyledi;

‘Bu sene Meslek BirliÄŸimizin ve 8 odamızın 60. yaşını kutluyoruz. Adana Eczacı Odamız iÅŸte bu 8 odadan biri. Adana Eczacı Odası birikimi, mesleÄŸimize ve mesleki örgütlülüÄŸümüze katkıları, yeniliÄŸe-geliÅŸime-deÄŸiÅŸime açık fikri üretimi ve gelecek vizyonuyla eczacılık tarihimizin hemen her sayfasında mührü olan odalarımızdan birisi. Toplantıya da böylesi bir tecrübeyle ev sahipliÄŸi yapacaklarından eminim. Bu vesileyle, kendileri ile tanışmak ve birlikte çalışmak onuruna eriÅŸtiÄŸim uzun yıllar TEB Merkez Heyeti üyeliÄŸi yapmış, Balkan Eczacıları BirliÄŸi’nin kuruluÅŸu için önayak olmuÅŸ, yöneticiliÄŸini yapmış kıymetli abilerim Ecz. ADNAN ÜLKÜ ve ALÄ° AYSAN’ı huzurlarınızda sevgi, özlem, ÅŸükran ve rahmetle anmak istiyorum.

Orhan Kemal’in deyimiyle “bereketli topraklar üzerinde” kurulmuÅŸ ak-altın diyarı Adana, tarihi boyunca farklı medeniyetlere beÅŸiklik etmiÅŸ; Türkü, Kürdü, Arabı, Ermenisi, Yahudisi, Romanı ile tam bir halklar ve kültürler mozaiÄŸidir. Toprakları gibi insanı da bereketli olan bu kent; ÅŸair, yazar, çizer, ressam, gazeteci, bilim insanı, müzisyen, oyuncu, sporcu, siyasetçi, iÅŸadamı ve kadını sayılmakla bitmeyecek insanı ülkemize armaÄŸan etmiÅŸtir. Ben bunlar arasında isimleri ve eserleri ile evrensel boyutlara ulaÅŸmış olan YaÅŸar Kemal, Orhan Kemal, Muzaffer Ä°zgü, DemirtaÅŸ Ceyhun, Yılmaz Güney, Åžener Åžen Abidin Dino, Åžahin Kaygun’u özellikle anmak istiyorum. Adana’da yetiÅŸmiÅŸ Turhan ve Ä°lhan Selçuk’u da bu isimlere ekleyebiliriz. Yine bölgenin geliÅŸmesine büyük katkılar yapmış, bir dünya devi haline gelmiÅŸ iÅŸadamlarımızdan, halkın Sakıp AÄŸa dediÄŸi, sayın Sakıp Sabancı’yı da yad etmeden geçemeyeceÄŸim.

Ülkemiz, 15 Temmuz’da tarihinin en uzun ve en kanlı gecelerinden birini yaÅŸamıştır. Bizler, darbeler döneminin artık geride kaldığını düÅŸünürken ordu ve devlet kurumları içerisinde büyük gizlilikle sinsice örgütlenmiÅŸ bir yapılanma seçilmiÅŸ cumhurbaÅŸkanını ve meÅŸru hükümeti devirmek, devleti ele geçirmek için hain bir darbe giriÅŸiminde bulunmuÅŸtur. Ancak halkımız darbe teÅŸebbüsü karşısında sokaklara dökülmüÅŸ, kahramanca bir direniÅŸle darbeye dur demiÅŸtir. Demokrasimize karşı yapılmış bu alçakça tezgâhı ve darbecileri bir kez daha lanetliyor, darbecilere geçit vermeyen demokrasi ÅŸehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

Demokratik meslek örgütleri olarak bizler; seçilmiÅŸ hükümete, demokrasiye ve parlamentoya yapılan saldırının toplumsal düzeyde ancak ve ancak daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve daha fazla hukuk ile çözüleceÄŸine inanıyoruz. Bu çerçevede, darbecilere karşı mücadelenin, “OlaÄŸanüstü Hal”in daha fazla uzatılmadan parlamento çatısı altında, özgürlüklere, demokrasiye, hukuka ve adalete azami riayet gösterilerek yürütülmesi; bu süreçte ortaya çıkan maÄŸduriyetlerin bir an önce giderilmesi, darbecilerle mücadelenin yörüngesinden saptırılmaması en büyük temennimizdir.

Değerli meslektaşlarım,
Bugün ÖÄŸretmenler Günü. Bizim üzerimizde hakkı ödenemeyecek emekleri olan, elleri öpülesi öÄŸretmenlerimizin 24 Kasım ÖÄŸretmenler Günü’nü kutluyor; 88 yıl önce halkın aydınlatılması yolunda millet mekteplerinde kara tahta önüne geçerek öÄŸretmenlere öncülük eden Büyük Atatürk’ü saygı ve sevgiyle anıyorum. Yarın ise 25 Kadına Yönelik Åžiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Bir Çin Atasözünde dediÄŸi gibi “Gökyüzünün yarısı kadınların.” Ancak kadınlar gerek dünyanın pek çok yerinde gerekse Türkiye’de ÅŸiddete ve ayrımcılığa uÄŸruyor; taciz, tecavüz ve cinayetlerin kurbanı oluyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre Ekim ayında 35 kadın öldürüldü, 21 kadına cinsel ÅŸiddet uygulandı, 29 çocuk istismara uÄŸradı, 3 nefret suçu iÅŸlendi. Öldürülenler arasında Manisa’nın AlaÅŸehir ilçesinde cinsel istismar sonucu öldürülen 4 yaşındaki Irmak gibi kız çocukları da var. Öte yandan 14 yaşında evlendirilip, 15 yaşında doÄŸum yapıp ölen çocuk gelin Derya da bir bakıma kadına yönelik ÅŸiddet ve baskının yüzlerinden birisi. 20. yüzyılın baÅŸlarında kadın hakları konusunda dev atımlar atmış Türkiye’nin 21. yüzyılda bu noktada olması hakikaten üzücüdür.

Hepinizin bildiÄŸi gibi geçtiÄŸimiz hafta SaÄŸlık Bütçesi TBMM’ye geldi. 2017 Yılı Bütçesi’nde saÄŸlık harcamaları kalemi içerisinde ilaca ayrılan rakamın 23,8 Milyar olarak belirlenmiÅŸ olduÄŸu, ilaç harcamalarının son 5 yılda yüze 55 arttığı ifade ediliyor. Tek başına ele alındığında bütçeden ilaca ayrılan payın 24 milyara yaklaÅŸmış olması elbette olumlu bir geliÅŸmedir. Ancak çok uzak olmayan bir zaman önce, özellikle de 2009-2013 yılları arasında uygulanan global bütçe döneminde ilaca ayrılan payın genelde 15 Milyar civarında sabitlendiÄŸi, bunun ilaç ve eczacılık alanında daralmaya neden olduÄŸu, eczane ekonomilerinin bu süreçte önemli ölçüde eridiÄŸi realitesi unutulmamalıdır.

Türkiye’de saÄŸlık ve sosyal güvenlik bütçesinde meydana gelen açıkları kapatmak adına uzun süredir saÄŸlıkta tasarruf söylemine baÄŸlı kamu ilaç politikaları devreye sokulmuÅŸtur. SaÄŸlık harcamalarının azaltılması noktasında ilk akla gelen ise ilaç fiyatları olmaktadır. Yıllık nüfus artışı, yaÅŸam süresinin uzaması ve yaÅŸlanan nüfus, özel saÄŸlık hizmetlerine sunucularından da hizmet alınması ile saÄŸlık hizmetlerine eriÅŸimin eskiye nispetle çok daha kolay hale gelmesi, hekime gitme sıklığındaki artış ve artan tedavi harcamaları gibi temel parametreler göz önünde bulundurulmadan ilaç harcamaları uzun süre baskılanmıştır. Oysa aynı süreçte tedavi giderlerine ayrılan payın ilaca ayrılan payın iki katı olduÄŸunu unutmamak gerekir. Nitekim tedavi giderlerine 2017 saÄŸlık bütçesinde 50,5 milyar TL ayrılmıştır. Tedavi harcamalarının bu kadar yüksek olmasının ana nedenlerinden biri Türkiye’nin saÄŸlık politikalarında koruyucu saÄŸlık hizmetlerini önceleyen perspektifden uzaklaşılmış olmasıdır. DiÄŸer yandan tedavi harcamaları artışında özel hastane ve saÄŸlık kuruluÅŸu sayısındaki artışa paralel olarak söz konusu kurumlardan alınan hizmet üzerinde düÅŸünülmesi gereken bir husustur. 2002’de özel hastane sayısı 271 iken bu sayı 2014 itibariyle 556’dır.

DiÄŸer yandan saÄŸlık göstergeleri dikkate alınırken OECD ülkeleri içerisinde Türkiye’nin saÄŸlığa ve ilaca yaptığı harcamanın pek çok ülkeden daha az olduÄŸu da gözlerden kaçmamalıdır. TÜÄ°K’in 2015 Yılı SaÄŸlık Ä°statistiklerine göre OECD Ülkelerinde toplam saÄŸlık harcamalarının GSYÄ°H içindeki payına bakıldığında Türkiye % 5,4’lik oranla pek çok ülkenin gerisindedir. Ä°spanya 8,1, Yunanistan 9,2, Portekiz 9,1. OECD ortalaması ise 8,9’dur. Türkiye’de kiÅŸi başına saÄŸlık harcaması SaÄŸlık Bakanlığı’nın 2017 Bütçe sunumuna göre 2014 yılı rakamlarıyla 821 Dolar, OECD ortalaması 2690 Dolar, Yunanistan’da 2360 Dolar, Ä°spanya’da 2900 Dolardır. Türkiye’de kiÅŸi başına düÅŸen ilaç harcaması 170 Dolar civarında, OECD ortalaması 530 Dolar. Åžimdi bu rakamlara bakarak Türkiye’de ilaç ve saÄŸlık harcamalarının yüksek olduÄŸunu söylemek mümkün deÄŸildir.

Değerli meslektaşlarım,
SaÄŸlık ve sosyal güvenlik harcamalarını kontrol altına almaya yönelik stratejiler ile ilaç fiyatlandırma ve geri ödeme politikalarının eczane ekonomilerimizde nasıl tahribatlar yarattığını hep birlikte yaÅŸayarak gördük. Öyle ki haklı olarak uzunca bir süre sadece ilacın ekonomisini konuÅŸmaktan baÅŸka bir ÅŸey konuÅŸamaz olduk. Ama kuÅŸkusuz sorunlarımız yalnızca serbest eczanelerin ekonomik sürdürülebilirliÄŸinden ibaret deÄŸil. Eczacı istihdamı, serbest eczacılık dışında istihdam alanlarının darlığı, plansız açılan ve sayıları sürekli artan Eczacılık Fakülteleri, eczacılık eÄŸitiminin niteliÄŸi, kamu, kurum, hastane ve ilaç sanayinde çalışan eczacıların ücret, özlük hakları, iÅŸ saÄŸlığı ve çalışma ortamlarına dair sorunları, eczacıya ve eczane çalışanlarına yönelik ÅŸiddet, eczanelerin çalışma düzenine iliÅŸkin sorunlar, eczacı kooperatifçiliÄŸinin geliÅŸmesi ve arzu edilen seviyeye ulaÅŸmasının önündeki engeller, reçetesiz ilaçların ve ona baÄŸlı olarak ilaçta reklamın önünü açma giriÅŸimleri, eczane dışına çıkartılan ve halk saÄŸlığı için risk oluÅŸturan ürünler, yaldızlı paketler içerisinde sunulan ama aslında meslektaÅŸlar arası rekabeti körükleyecek, bazı eczacıları ayrıcalıklı konuma getirirken bazılarını iÅŸçileÅŸtirip vasıfsızlaÅŸtıracak, sonuçta market eczane zincirlerine varacak projeler temel meselelerimiz olarak karşımızda duruyor.

Söz konusu sorunların çözümü noktasında çok boyutlu perspektifler geliÅŸtirilmesi elzem. Bu baÄŸlamda görev ve sorumluluk bir yandan eczacı meslek örgütlerine düÅŸerken diÄŸer yandan eczacılara, ilaç sektörüne, akademiye, karar alıcı ve politika yapıcı konumda bulunanlara, her ÅŸeyden öte tüm bunları ortak-katılımcı mekanizmaların süzgecinden geçirip bütüncül politikalar inÅŸa edecek siyasal otoriteye düÅŸmektedir.

Åžimdi ortak irade, diyalog ve iÅŸbirliÄŸi içerisinde bu hedefleri gerçekleÅŸtirme; geleneÄŸi gelecekle harmanlayarak mesleÄŸimizin bayrağını daha yukarıya taşıma zamanıdır.

BaÅŸarılı ve verimli bir toplantı olması dileÄŸiyle hepinizi dostluk ve dayanışma duygularıyla bir kez daha selamlıyor, saygılarımı sunuyorum.’

Daha sonra kürsüye çıkan TEKB BaÅŸkanı Ecz. Mustafa Turunç, toplum olarak siyasal ve sosyal olarak ciddi bir çalkantı içinde bulunulduÄŸunu belirterek, ‘2016 yılının ortasından beri kaotik bir ortam yaşıyoruz. Darbelerin olmaması için daha çok demokrasi, daha çok hukukun üstünlüÄŸü ve daha çok özgürlük olması gerektiÄŸini düÅŸünüyorum. Sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz; medyaya dönük dayatmalar, kendinden farklı düÅŸünenlere, sivil toplum örgütlerine baskılar artarak devam ediyor. Bölgelerarası toplantıların; saÄŸlık, ilaç ve eczacılık alanında bir durum tespiti yapılması ve çözümlerin üretilmesi için önemli platformlar olduÄŸunu düÅŸünüyorum.

Uzun yıllardır konuÅŸulan OTC ile ilgili konuda da; yönetmelik yerine eczacıların lehine olacak ÅŸekilde yasal bir çerçevenin olması gerektiÄŸini düÅŸünüyorum. TEB’in, Ecza Kooperatifleri için komisyon kurarak çalışma yapmasını çok önemli buluyorum, kendilerine teÅŸekkür ediyorum. Demokrasi ve özgürlükleri yeterli seviyeye taşıyamazsak, burada konuÅŸacağımız konuların teferruat olacağını düÅŸünüyorum. Bu sebeple öncelikli olarak eczacı bir aydın olarak, ülkemizi aydın bir seviyeye çıkarmak için çalışmamız gerektiÄŸini düÅŸünüyorum” dedi.

Turunç’tan sonra kürsü alan SGK Adana Ä°l BaÅŸkanı Bilal Can Bolat kendilerine baÄŸlı olan dört ilde eczacı odaları temsilcilikleriyle yakın iliÅŸki içerisinde çalıştıklarını ve onların sorunlarını önemsediklerini belirterek, toplantının Adana’da yapılıyor olmasından ötürü büyük mutluluk duyduklarını söyledi.

Adana Tabip Odası BaÅŸkanı Doç Dr. Ä°hsan Ökten de kürsü alarak, uzun süredir saÄŸlıkta zor günler geçirdiklerini, eczacıların da bu süreçten olumsuz etkilenerek karlılıklarının düÅŸtüÄŸünü ve her geçen gün daha fazla eczanenin kapanmak zorunda kaldığını belirtti. Ökten konuÅŸmasına ÅŸöyle devam etti;

‘Bizlere yönelik ÅŸikayet her geçen gün artıyor, oysa bu hizmeti ücretsiz ve özveriyle veriyoruz. SaÄŸlık sistemi bizlerin ve sizlerin sırtına binerek yapılıyor ama yine suçlu biz oluyoruz, ÅŸiddete uÄŸruyoruz. Kesinlikle karşı çıktığımız darbe giriÅŸimiyle birlikte, OHAL ve KHK’larla birlikte, adil yargılanma haklarının ellerinden alınması gibi antidemokratik uygulamaları kabul edilemez görüyoruz. Cumhuriyet deÄŸerlerine toptan bir saldırı ile karşı karşıyayız. Akılcı, bilimsel, nitelikli, katılımcı sivil toplum kuruluÅŸlarının da fikirlerinin alındığı bir yönetim anlayışı olması gerektiÄŸini düÅŸünüyorum. Hepinize baÅŸarılı bir toplantı diliyorum.’


Çukurova Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nuran ÖÄŸülener ise, hain terör saldırısını kınayarak baÅŸladığı konuÅŸmasında, eczacının saÄŸlık hizmeti verilmesi noktasında en önemli hizmet basamağı olduÄŸunu söyledi. Fakültelerinde, geliÅŸmiÅŸ ülkeler seviyesinde bilimsel çalışmaları takip ederek, iyi eczacılık uygulamaları yaparak toplum saÄŸlığının her alanında etkin eczacılar yetiÅŸtirmek için çaba sarf ettiklerini belirtti.

CHP Mersin Ä°l BaÅŸkanı Ecz. Abdullah ÖzyiÄŸit de kürsü alarak, eczacıların daha çok daha aktif olarak siyasete atılmaları gerektiÄŸini, meslek örgütlerinde verdikleri mücadeleyi siyaset alanında da vermeleri gerektiÄŸini, bu sayede Türkiye’nin bambaÅŸka bir noktaya geleceÄŸini söyledi. ÖzyiÄŸit daha sonra ÅŸöyle devam etti;

‘15 Temmuz sürecini hepimiz yaÅŸadık, bu sürece nasıl gelindiÄŸini çok iyi analiz etmek gerekiyor. Ulu Önder Atatürk’ün tarikatlara yönelik sözlerini bilmeden 15 Temmuz’u çözmek mümkün deÄŸildir. Toplumsal mücadele ve insan hakları için hepimizin birlikte çabalaması gerekir. Bağımsız basın ve medya olması gerekir. Bunları gerçekleÅŸtirmeden, bu ülkede özlemini duyduÄŸumuz özgür ve çaÄŸdaÅŸ bir Türkiye yaratmanın mümkün olmadığını düÅŸünüyorum. Hain terör saldırısını bir kez daha lanetliyor, hepinize saygılar sunuyorum.”

Son olarak kürsü alan CHP Adana Milletvekili Zülfikar Ä°nönü Tümer de toplantı için en doÄŸru yerin Adana olduÄŸunu düÅŸündüÄŸünü, bu anlamda eczacıları Adana’da ağırlamaktan büyük mutluluk duyduÄŸunu belirtti. Eczacıların toplumun her kesimine ulaÅŸtıklarını söyleyen Tümör, ÅŸöyle devam etti;

‘Türkiye’de problemlerin çözüleceÄŸi yerler sadece siyasi partiler deÄŸildir, meslek örgütlerinin de önemli görevleri vardır. Bu anlamda Türk Eczacıları BirliÄŸi’ni gerçekten çok baÅŸarılı buluyorum ve hepinizi tebrik ediyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.'

Açılış konuÅŸmalarının ardından Toplantının ikinci bölümüne geçildi.

Toplantının ikinci bölümünde, TEB Genel Sekreteri Ecz. Arman ÜNEY çalışma raporunu sundu. Adana’da meydana gelen hain terör saldırısını kınayarak konuÅŸmasına baÅŸlayan Üney sunumunu, “mesleki ve örgütsel dayanışma”, “eczacının ekonomik refahını saÄŸlamak”, “ilaca sahip çıkmak,” “sektörde güçlü aktör olmak” ve “sürekli mesleki geliÅŸim ve eczacılığa deÄŸer katmak” olmak üzere 4 baÅŸlıkta yaptı.

TEB’in birim çalışmalarından ve yayınlarından, komisyon çalışmalarından, bölge toplantılarından, çalıştaylardan, reçetesiz ilaçlara sektörel bakış panellerinden, 21-24 Aralık 2016 tarihlerinde Ä°stanbul’da yapılacak olan 13. Türkiye Eczacılık Kongresi’nin programından, 60. Yıl resim yarışmasından ve Eczacı TV çalışmalarından detaylı bir ÅŸekilde bahsetti.

Üney, hain saldırı sonrasında yaÅŸamını yitiren 4 eczacımız ve Ä°zmir’de kamu eczacısı olan bir eczacımız için baÅŸlatılan yardım kampanyalarından da bahsetti.

Üney ayrıca, muvazaaya karşı verilen mücadelenin yanı sıra, TEB Gençlik Komisyonu çalışmalarını, iÅŸ saÄŸlığı ve güvenliÄŸi ile ilgili çalışmaları da detaylı bir biçimde aktardı.

Ecz. Arman Üney öte yandan, stok düzenleme hakkı ile ilgili oluÅŸturulan komisyonun yaptığı görüÅŸmeler, ziyaretler ve toplantılar ile sorunlarını ilgililere nasıl anlattıklarını, çalışmalarının sonucunda bununla ilgili eczacı lehine yapılan yasal düzenlemelerden bahsetti.

Yurt dışından ilaç temin birimi çalışmalarını anlatan Üney, Ankara ve Ä°stanbul’dan sonra yeni bir ÅŸubeyi de Adana’ya açacaklarını söyledi. Sunumuna EgaÅŸ, Novagenix, TEB Artı Sigorta BrokerliÄŸi, TEBEOS, TEB Bilgi Ä°ÅŸlem alt yapı ve Eczacılık Akademisi çalışmalarından bahsederek devam etti.

Arman Üney, sunumunda geniÅŸ yer verdiÄŸi Smart Eczane Projesi ile ilgili de pilot bölge uygulamalarını ve projede gelinen noktayı anlattı.

TEB Genel Sekreteri Ecz. Arman Üney Bakanlarla, kurum yöneticileriyle ve bürokratlarla yaptıkları toplantılarda eczacıların sorunlarını aktardıklarını ve birlikte çözüm aradıklarını da belirtti.

Üney, bıkmadan ve yorulmadan çalışmalarının süreceÄŸini belirterek sunumunu tamamladı.

Daha sonra kürsü alan TEB Saymanı Ecz. Ä°brahim Özkol saymanlık raporunu, TEB Denetleme Kurulu BaÅŸkanı Ecz. Bülent Varel denetleme kurulu raporunu sundu.

Sunumların ardından, kürsüye çıkan TEB 2. BaÅŸkanı Ecz. Sinan Usta, eczane ekonomileri ve komisyon çalışmaları, muvazaa komisyonu çalışmaları, reçete tevzi çalışmaları ve uzmanlık dernekleri ile yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.

SMART ECZANE ÇALIÅžTAYI

Adana Eczacı Odası’nın ev sahipliÄŸinde gerçekleÅŸtirilen 40. Dönem 2. Bölgelerarası toplantının ilk gününde, “Smart Eczane Projesi” kapsamında bir çalıştay gerçekleÅŸtirildi. Ecz. Evrim ÇAKIL, Ecz. Koray KAYA, Ecz. S. Özgür ÖZTÜRK moderatörlüÄŸünde gerçekleÅŸen “Smart Eczane Projesi Ulusal YaygınlaÅŸtırma GeliÅŸim Çalıştayı”nda, yaÅŸanan sorunlar aktarılarak çözüm önerileri üzerinde fikir alış veriÅŸlerinde bulunuldu.

REÇETESÄ°Z Ä°LAÇLAR MESLEKÄ° PERSPEKTÄ°F ÇALIÅžTAYI

Toplantının ilk gününde eÅŸ zamanlı olarak gerçekleÅŸtirilen bir diÄŸer Çalıştay olan Reçetesiz Ä°laçlar Çalıştay’ının moderatörlüÄŸünü TEB Genel Sekreteri Ecz. Arman Üney yaptı. 4 çalışma masası ve 30 kiÅŸinin katılımıyla gerçekleÅŸen çalıştayda konuÅŸan Ecz. Arman Üney, 26 Eylül’de ilkinin, 3 Kasım’da ikincisinin yapıldığı çalıştayın üçüncüsünü gerçekleÅŸtirdiklerini, grupların çeÅŸitli senaryolar üzerinde çalışarak, nihai eÄŸilim ve stratejileri belirleyeceklerini belirtti.

Toplantının ilk günü sona erdi, Bölgelerarası Toplantı 26 Kasım Cumartesi akÅŸamına kadar sürecek.